Bence birebir olarak kıyaslanabilir. Zaten Analog diye ısrar edenlerin atladığı kısım da bu. Dijital formatlar sizi fiziksel kopya taşımaktan ve nakletmekten kurtarıyor. Mesela evinde kayıt yaptın. kendince editledin mixledin. Bunu arkadaşına dinletmen için illa ki bir band veya plağa aktarman gerekli. Ve ardından ona hasarsız biçimde nakliyesi var. Dijitalde ise internet üzerindengönder gitsin. hatta anında satışa çıkart stream edilsin. Bu başlık içinde dahi var. Hatta analog müziğin sonsuz çözünürlükte olduğunu iddia eden var. Bir şey diyeceğim hakarete girecek. Bu gün tatminkar bir analog sistemin yarı parasına dijital sistem kurulabiliyor. Bu bile bir sebep bence.
Katılmıyorum. Reprodüksiyon yani dinleme kısmı kıyaslanamaz. Odyofil zaten kayıt yapan adama denmiyor, kaydı dinlemeyi seven adama deniyor. Bir albümün her dinlenişi bir reprodüksiyon, ses o anda üretiliyor. O albümü alıp başka sistemde dinlerseniz başka çalar, tıpkı filmi farklı koşullarda yeniden basmak gibi. Siz “haydi keyifle fotoğraf bakalım” deyip evinin salonunda binlerce dolarlık ekipmanla fotoğraf basan kimseyi biliyor musunuz?
Çekilen kaynak film kaydedilen analog müzik, basım kısmı ve kalitesi de müziğin tekrar dinlenmesi kısmında ki yeniden dinleme ekipman cihaz kalitesi. Yani analogu küçümseyip daha sonra aslında sonsuz kaynak büyüklüğünü görüp “amaaan kim ev kadar resim basar ki” diyebilirsiniz haklısınız da ama madem konu veri büyüklüğü ve kalite durum budur. Bazıları analog sesin çözünürlüğünün kayda aldığı digital mecra ile ölçülebilirlik sınırında olduğunu anlamaktan aciz, yahu resim de ses de bir frame olarak sonsuzdur ya da atomlarına kadar bas kaydet say üşenmiyorsan ne diyim bir şey demeyeyim daha... Bir 100 mt sprinter sporcuyu alıyoruz sumo federasyonu kuralları uyguluyoruz. Sen sıskasın zayıfsın güçsüzsün… Digital sınırları kendi ölçülebilirliğinin sınırlarıdır ve zaten kusurlarını da içerir. Digital bir kayıt bile analog diyaframdan geçmek zorunda o ses sonsuza kadar büyük bir veriye kadar kaydedilebilir bu kayıt teknolojisi ile ilgilidir analogun sınırları ile ilgili değildir. Kayıpsız ses var yahu Neyin kayıpsızı? Analog kaydın Teknolojinin sınırlarında ki analog kayıt ve dinleme ekipmanı ile digital ekipman ile dinleme şansı verilse elinde ki pis dac ıyla yaa digital çok pratik lossless yaevvv eheheeüü yapar mıydı biriniz acaba Digital dinliyoruz da keyif de alıyoruz digital cihazlar ve endüstri siz savunmazsanız yetim kalır düşüncenizden kurtulun o hurdaları biz de kullanıyoruz sadece her gün yemek zorundasın ve ucuz diye tavuk sosis biftekten iyidir mi diyelim Neyse ben kil tabletten biraz hiyeroglif okuyup buharlı çarkımdan plak dinleyeyim… --- Arka arkaya mesajlar birleştirildi, 17 Şubat 2022 --- Ciguli remind mastered loosless kaset vereyim abime
Bu yöne sapmayalım lütfen arkadaşlar, forum var oldukça bu konular tekrar tekrar tartışılacak, kimsenin fikri de pek değişmeyecek, boş yere karşınızdakini kırdığınızla, kendinizi küçülttüğünüzle kalırsınız. Ban yemek de cabası... Ayrıca karşıdakini aşağılamadan da derdini anlatabilecek kadar akıllı adamlar olduğumuzu düşünmek istiyorum
Adap yoksunu davranışının dikkat çekilmesi için aynı ile iade amaçlı yazdım, amaca ulaştı sildim zira sürekli bu tür çiğlikleri yapması gözden kaçacaktı....
Analog verinin sonsuz büyüklükte olduğunu düşünen kişiyle zaten bişey tartışmam. Hele ki Fiziksel olarak kazınarak üretilen ses kanalının ki @Mikrobiyolog Reprodüksüyon kısmı da aslında sizin düşündüğünüz gibi değil. Fotoğrafçılıkta veya Geleneksel matbaacılıkta Reprodüksüyon çok çok farklı bir işlem. Kaydı evde dac ile çalmak aslında İkisi bir birini karşılamıyor. Ancak yine de örneklenebilir. Kendi mesleğim matbaacılık ve fotoğrafçılık olduğu için o konuda istediğim gibi ahkam kesebilirim Benim için bu konunun özünde videodaki abiler bir noktada haklılar. En yakın örneği vereyim Nilüfer in yeniden yetmişe albümü ve 12 vokal albümleri plak olsa ne olur mp3 olsa ne olur. Kötü kayıt, kötü mastering. Konunun özünü tartışırsak daha mantıklı olur. Ve bir yere varabilirsek
Yapılan kaydın sınırlarını, ister sayısal ister analog olsun, kayıt ekipmanının hassasiyeti belirler ve bunun da bir sınırı var. Havadaki titreşimleri (hz) kaydeden ekipmanınız sonsuz hassasiyette olamaz; yani siz mevcut teknoloji ile isteseniz de 1 milyon hertz örneklemeli kayıt yapamazsınız.
Bir de üstüne kulakla dinliyoruz ki onun da bir hassasiyeti var. Yoksa kötü mikrofonlarla, kusurlu medyalara, ticari kaygılar öncelenerek yapılmış kayıtlardan yıllardır nasıl zevk alabilirdik ki..
Analog o aşamada mı? Saniyede 1 milyon defa titreşebilen bir diyafram üretilebiliyor mu? Biliyorsanız yazın, öğrenelim.
Saniyede kaç milyon titriyor bir gitar teli en çok saydınız mı? Gerektiği kadar titremiyor mu diyaframlar? Bilgi verin öğrenelim.
@Engineer, vurgulamaya çalıştığınız önemli noktalar, meseleyi şahsileştirme, karikatürize etme ve küçümseme çabaları içinde kaybolup gidiyor, anlamsızlaşıyor. Kimsenin anlayışı ve kapasitesi yorum konusu değil. Bu tür kaygılardan bağımsız şekilde rahatça meramınızı ifade ederseniz, şahsım adına daha çok faydalanabileceğim yazdıklarınızdan.
Anlık yazıyorum çabalamıyorum gayet hızlı ve akıcı dökülüyor klavyeden ayrıca diğer saygısız üslupları gözden gelmeniz sanırım içeriklerine değer vermemiş olmanızdan bu da garip bir övünç olabilir bile tarafımca. Aslında samimice şunu da belirteyim ki o kadar mb bit vb saçmalıklar üzerinden küçümsenmiş ve buna karşı argümanlar öyle silik ürkek ki biraz küstah olmak gerekiyordu...
Herkes gibi yazılanları belli bir makuliyet filtresinden geçirerek okuyorum. Bu noktada kimine ürkek gelen ifadeler çok etkili olabildiği gibi biraz küstahça sayılabilecek ifadeler de bu makuliyet filtresine takılıp etkisizleşebiliyor. İfadelerin sertliği, şiddeti, tekrarı değil, mantığı önemli. Bir başka deyişle, ne kadar şiddetli şekilde bir fikre sahip olduğumuzdan ziyade, o fikre sahip olmamıza yol açan nedenler önemli. Bilakis, bir fikre aşırı şiddetli şekilde sahip çıkma, sabit fikirliliğe, artniyete, tartışmayı şahsileştirmeye yol açabiliyor, ki bunlar da makuliyet filtresine takılan şeyler. İnsanları ikna etmeye ihtiyacımız yok, ki bu sürtüşmeye de sebep olabilir. Herhangi bir konuda neden o şekilde düşündüğümüzü paylaşmamız ise insanlar ikna olsa da, olmasa da, hemen hemen herkes için faydalı olabilir. Benim için öyle en azından.
Aslında herşey analog, dijital diye birşey yok. Dijital de, güven aralıkları sayısallaştırılabilecek kadar arttırılmış analog aslında. Öte yandan herşey analogken, belki yine de herşey dijital. Kuantum fiziği evrenin düz değil kareli bir defter olduğunu söylüyor. Kareli, pikselize. Zamanın ve mekanın minimum birimleri var diyor, sonsuz hassasiyete gitmiyor diyor. Yani bırakın 'kaydedilmiş analogu', 'doğadaki analog' bile sonsuz çözünürlükte değil diyor. Mesela göz gayet analog algılıyor gözüküyor. Oysa hatırladığım kadarıyla gözün detaylı algılayan odaklanmış (bir de çevresel görüş var detaysız) kısmının çözünürlüğü 10000*10000 piksel gibi birşeydi.
Eskiden çok eskiden bazı arkadaşlarımız bu forumda gözler kapalı şekilde mp3-flac ayrımının dahi yapılamayacağını savunurken şimdi ulaştığımız ayrım yapabilme noktasına bakarmısınız !?! Mastering aşamasında aynı eserin analogtan- digitale, digitalden- analoga ayrımını yapabilme noktasına. Neredeeennnn, Nereeeyeeeeeee ADA - DAD ayrımı çok zorlamaz sanki @artears ın dediği gibi esas belirleyici olan bencede kayıt ve kayıt kalitesi. Yukarıdaki benzer kayıtları belkide kendimiz referans bir sistemde dinlemek yerine arabadan yada televizyon hoparlöründen dinlesek çok daha coşkulu sesler alacağız sonuçta piyasa satışa çıkardığı şarkılar nerede ve hangi kaynaklarda alıcısıyla buluşuyorsa o buluştuğu noktaya göre şarkıları en verimli şekilde mix-masteringini yapmıyor olabilir mi sizce!?! Kapitalizmi hafife almayın. Her zaman, doğru müşteriye, doğru ürünü satmayı bilir. Cevabı çok basit olan bir soru üzerine boşu boşuna hem birbirinizle tartışıyor hem de birbirinizi kırıyorsunuz. Dinlemekten en çok hoşlandığınız aynı eserleri kendi sisteminizde hem plak hem kaset hemde CD olarak peşi sıra dinleyin. Hangisi iyi ise o iyidir. Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Kadının kendisi de dansı da baya çirkinmiş yalnız. Kadın güzel de olsa, güzel de dans etse, böyle bir sistemde müzik dinlerken önümde bu hareketleri yapsa, güzelim az ötede dans et derdim herhalde.
Mbl 101 Extreme: sadece kolonlar 250.000 usd imiş. Vay anasını sayın seyirciler... Sent from my fridge using Tapatalk